Hiçbirimizin hayatı dümdüz bir çizgide ilerlemez. İnişler, çıkışlar ve aralarda durağanlıklar vardır. Buna dalgalanma deriz. Bu dalgalanmalar yaşamımızın bir veya birden çok alanında gelişebilecek olumlu veya olumsuz durumlara bağlıdır.

Yaşamımızda kontrol mekanizmamızın dışında yer alan çok fazla durum söz konusudur. Bu gibi durumlar iş yaşamımızda, kişilerarası ilişkilerimizde, gündelik yaşamımızda karşımıza çıkabilecek stresörler olabilir. Zaman zaman olumsuz yaşantılarla sağlıklı bir şekilde baş edebiliriz, bazen ego gücümüz zayıflayabilir, etkili başa çıkabilme mekanizmalarımız çok yetersiz olabilir ve hatta yıkıcı ve sağlıksız olabilirler.

İnsanlar çoğu zaman belli bir süre içerisinde kullanabildikleri ve hatta sağlıksız da olsa işe yarayan başa çıkma yöntemlerinin artık onları kurtarmadığı ve işe yaramadığını fark ettiği noktada terapiye ihtiyaç duymaya başlarlar. Başa çıkmakta zorlanmaya başlayan kişinin terapi ile gerek özel yaşam gerek iş yaşamındaki problemleri ile daha etkili ve sağlıklı başa çıkabilme yetileri edinmesi hedeflenir. Terapist bu hedeflere ulaşmak için eğitimlerini aldığı belirli kuramlara başvurur ve kişiye özel bir terapi planı oluşturur.

Kişisel motivasyonu arttırma, etkili iletişim kurabilme, çocuk ve ergenlere yaklaşım, uygun tutumlar gibi birçok konuda psikoeğitim şeklinde yardım alınabilir. Aile sisteminde yaşanan problemler veya çiftler arasında oluşan problemlerde bu konularda uzmanlığı olan terapistlerden yardım almak ilişkileriniz dolayısıyla kendi iyilik halinizi arttırmaya yardımcı olacaktır.

Neden psikoterapi sorusuna bağlı olarak önemli bir konuya değinmek ve sizleri uyarmak istiyorum. Psikoterapinin yerini zihninizde az çok belirlediğinizi düşünüyorum. Psikoterapi yetkin ve doğru kişiler tarafından uygulandığı zaman hayat kurtarıcı fakat yanlış ve yetkin olmayan kişilerin elinde ise zarar verici olmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde ruh sağlığı alanında çalışan psikologların bir meslek yasasına sahip olamayışı ruh sağlığı alanında yardım almak isteyen bireylerin deneyimlerini olumsuz yönde etkilemektedir. Yardım arayan bireyler bu denetimsiz alanda kendilerini veya yakınlarını çok yanlış ellere teslim edebilmektedirler. Bu nedenle yardım alacağınız kişinin lisans, yüksek lisans ve diğer eğitimlerini araştırarak, yetkinliğinden emin olarak başvuru yapınız. Bu alanda bir kaç kitap okuyup film izlemiş, birkaç eğitime katılmış ve kendini uzman ilan etmiş kişilerden kendinizi korumaya çalışınız.

Diğer önemli konu ise terapide terapistin öznel deneyimlerinin olmaması gerektiğidir. Terapide terapistin kendisi, kendi düşünceleri, yorumları ve yaşantıları yoktur. Bu terapistleri/psikologları bir komşudan, bir dost veya akrabadan ayıran en önemli özelliklerden biridir. Terapi bir konuşma terapisidir ama sohbet edilmez. Bu nedenle terapistinizin sizden yaşça küçük olmasının bir önemi yoktur. Sizi kendi tecrübelerinden hareketle bilgece bir tavırla birşeylere ikna etmeyecektir.

Mesleğimiz danışanı ve mesleğin profesyonelliğini koruyan birçok etik kurala, sınır ve ilkelere sahiptir. “Neden Psikoterapi?” yazı serisi ile ruh sağlığı alanında yardım almanızı kolaylaştıracak bilgiler sağlamanın dışında, psikolog olmanın gerçek sınır ve sorumluluklarının farkında olan meslektaşlarımla tanışmanız konusunda bir faydam olmasını dilerim.