“Kararı Ben Verdiğimde Büyüdüm”
– Mağrur Mağdur Döngüsünden Çıkmak –
İçinde artık var olamadığınız bir ilişkiyi sürdürmek, sessizce kendinizi terk etmektir.
Yine de çoğumuz ayrılan taraf olmak istemeyiz.
“Ben o kararı vermedim,”
“Beni terk etti,”
“Ben sadıktım ama o gitti…”
Cümleleriyle kendimizi mağdur ama mağrur bir pozisyona yerleştiririz.
Ama durup düşünelim…
Acaba gerçekten terk edilen mi olduk,
Yoksa sadece karar verme sorumluluğundan mı kaçtık ?
Mağrur mu, Mağdur mu?
İlişkilerde bazı insanlar, duygusal olarak bitmiş bir bağı sürdürürken içten içe şunu diler:
“Keşke o terk etse de, suç bende kalmasa.”
Bu noktada ortaya çıkan şey bir rol karmaşasıdır:
Giden değilim ama kalmak da istemiyorum.
İhanet eden değilim ama sadakatim de artık samimi değil.
Ve sonunda ortaya çıkan kişi şudur:
Mağdur görünmek isteyen bir mağrur.
Yani dışarıdan güçlü, içeriden kırgın.
Ve bu kırgınlığı da “karar vermemiş olmanın rahatlığına” yaslamış biri.
Ama bu rahatlık… büyütmez.
Sadece erteler.
Acıyı, yalnızlığı, yeniden başlamayı, belki de gerçek iyileşmeyi…
Peki Neden Böyle Yapıyoruz?
Çünkü:
“Ayrılan taraf” toplumda hâlâ suçlu kabul ediliyor. El alem ne der?
“Terk edilen” olursak çevreden daha çok anlayış bekliyoruz.
Karar vermek; sorumluluk almak demek — bu da her zaman kolay değil.
Ama psikolojik olarak şunu biliyoruz:
Kararı sen verirsen, yıkımı sen başlatırsan, acın kontrollü olur.
Kendini daha net ifade edebilir, kırılmayı değil, büyümeyi deneyimlersin.
Bu, içindeki çocuğa değil, bugünkü yetişkin tarafına ses vermektir:
“Ben artık bu ilişkide yokum. Çünkü kendimle kalmak daha iyi.” Sorumluluk almak, konfor alanından çıkabilmek.
İlişkilerde Gerçek Cesaret Nedir?
Gerçek cesaret…
Karar almaktır.
İçinde kendine yer bulamadığın bir hikâyeden, zarifçe çıkabilmektir.
Kimseyi kötülemeden, kimseyi suçlamadan, “Benim için burası tamam” diyebilmektir.
Ve bu, seni mağdur yapmaz.
Kendi hayatının öznesi yapar.
Kimi zaman bu karar alkışlanmaz, destek görmez.
Ama o karar seni büyütür.
Kendine Sor
- “Ben bu ilişkide hâlâ var mıyım, yoksa sadece rol mü yapıyorum?”
- “Terk edilmekten mi korkuyorum, yoksa karar almaktan mı?”
- “Mağdur görünmenin bana sağladığı duygusal avantajlar neler?”
- “Bu ilişkide kalmak, bana değil, sadece dışarıya mı hizmet ediyor?”
Son Söz
İlişkiler bitince insanlar üzülür.
Ama bir ilişki çoktan bitmişken devam ediyorsa…
Asıl o zaman insanlar içten içe çürümeye başlar.
Gidene değil, kalmaya cesaret edene üzülürüz genelde.
Ama bazen asıl cesaret… gitmeyi bilmektir.
Mağrur duruşun arkasına saklanmak kolaydır.
Mağduriyetin verdiği sempatiye sığınmak da öyle.
Ama içten içe biliyoruz:
Kararı sen verdiğinde, büyüme başlar.
Uzman Aile Danışmanı Emel Çetin Yalçın