Doğduğumuz günden bu yana hepimiz farkında olduğumuz veya olmadığımız birçok şeye maruz kaldık. Zamanla maruz kaldıklarımızı yalın halleri ile değil de oluşmaya başlayan kendimize, diğerlerine ve dünyaya ilişkin algılarımızla anlamlandırmaya başladık. Yaşantılarımızı nasıl “içeri aldık” ve onlara kendimizden ne kadar şey kattık, bunların ne kadar farkındaydık?

Bu doğrultuda psikoterapinin önemli amaçlarından birine değinmek istiyorum. Psikoloji “bilimi”, oluşan algılama biçimimizin etkilediği gündelik deneyimlerimizin ve kişiliğimizin doğasına dair bizi şaşırtan ve ikna edebilen cevaplar verebilmektedir. Psikologlar ve psikiyatristler danışanlarına uygun psikoterapi ortamlarında sordukları kişiye odaklı ve yol gösterici sorularla kişinin psikolojik durumunu analiz etmeye ve “içeri aldıklarının” farkındalığını arttırmaya yardımcı olabilmektedirler. Bu sayede kişi kendi hakkında kör noktasında kalan yerleri görerek yaşamdaki yerini, gizli motivasyonlarını, dile getirilmemiş korku ve ihtiyaçlarını, ne yapmak istediğini ve varolan potansiyelini anlayabilir ve dolayısıyla yaşam doyumunu arttırabilmektedir.

Bu noktada psikoterapinin yalnızca somut bir sıkıntı yaşandığı zaman kullanılan bir araç olmadığını vurgulamak isterim. Kişi kendi psikoterapi sürecini almaya başladığı zaman belki de o zamana kadar kendisi ve yaşamı üzerinde belirgin olumsuz etkileri olan ama o zamana kadar farkına bile varamadığı durumların farkına varabilecektir.


Bir şeye uzaktan bakınca göremeyiz. Çok yakından bakarsak da, görüntü deforme olur. Kişi kendisine ve yaşamında olup bitenlere o kadar yakından bakar ki bazen gözünün önünde duran şeyleri göremez veya derinlerde bir yerde aslında bildiği bir şeyi bulup su yüzüne çıkaramaz. Terapist kişiye ideal bir mesafeden ve daha farkındalıklı bir göz ile bakmayı öğretmeyi amaçlamaktadır.

Elbette ki psikoterapi sadece kişinin kendini daha iyi tanımasını ve yaşam doyumunu arttırmasını ifade etmiyor. Psikoloji ve bir araç olarak kullandığımız psikoterapi insana dair birçok şeyi kapsıyor. Sonraki yazılarımda ‘Neden psikoterapi?’ sorusunu cevaplamaya devam edeceğim.